Sarı ışık
siyaha yakışır mı? Yoksa ahengi bozan siyah mıdır yine?
Ansızın
birilerini mutlu eden tınılar duyulur, yinelenen. Hani söylemek istediğiniz
kelimelere çok yakın, şarkı biçiminde. Her kelimesinde bir gün, nakaratında
hatırlamalar… ve bunu düşünüyorsanız , siz de benimle yaşıyorsunuz…
Kurulmuş bir
koltuğa çalacak kapıyı beklemekmiş yalnızlık, çalanı çokta önemli değil…
Çalmayacak olanda önemler… seni sevmeyecek birinin gözlerine yansıyan
hevesindir , zor kılan aşkı. Ve kediler sürüler halinde gezmez… asillik…
Asilliğin, zavallı bir bedende mana bulduğu soğuk günler. Sen
hep renksizsindir ama etraf her renk… kül rengi, is rengi… ne renksiz. Baharlar
yaşanıyor oysa ki , farklı coğrafyalarda. Yine aynı teraneye özlem. Sahi ne
kadar kaldı benim baharıma, yoksa öyle bir mevsim icat edilmedi mi bu
karanlığa. Aynı şehirde farklı mevsimler yaşadım, aynı bedenle , aynı kostümle,
ayrı insanların yüzlerine sahtece sırıtarak…
Yağmur
delice, iskele sırılsıklam. Sanki denize adım atıyorsun, üzerindesin, gecenin
rengine bürünmüş uçsuz bucaksız mavi… rüzgar ıslak, tokatlar atıyor… melodiler
duyuyorsun kendine yabancı sesinde. Tek hayal etmek istediğin, usulca dönüp onu
bulmak… orada olmayacağının korkusuyla dualar ediyorsun olsun diye ve
bekliyorsun, bu nasıl bitmez zaman? Rüya böyle bitiyor. Ve sen hayırlar
yoruyorsun bilinçaltına. Nedir meali?
En güzel rüyalar; yarım kalanlar, acı vermezler ,hep merak
uyandırırlar. Ve sen senaryo ustası, o meraklara yine en güzel finaller
yazacaksın…
Şu ana, çok
sistematik , planlanmış bir suikast gibi oldu bu hayal kurmalar. Yalnızlığıma
bir söz eden üç noktalı geçmiş…duyulduğunu bilerek sessiz kalmalar. Hep yarım
anlatmak içindeki sembolleri. Yaşamak ayrı ama aynı senaryoyu. Aşk iki ayrı
ruhta yaşanan ortak ‘vay canına’ lar şimdilerde… ayrı yastığa baş koymak aynı
düşüncelerle, gece lambasını üfleyip söndürdükten sonra her gece…
Sol yanımdan
resimler veriyorum eksikliği tamamlansın diye ve yine beklemek rastlamayı,
yıllar öncesinden bir geceye… beyaz elbisen, kırmızı rujun.. bir şehre anlam
katan adımlarla… ilk kez yaşanılan bahar rüzgarı kokun, gelişin, nefesim…
Çılgınca
sevişler besledim nadas mevsimimde. Bir el uzanır yanağını okşar, sen rüyanın
en derininde, gerçeğin hiç farkında, ona mutlu gülümsemeler yüzünde, belki de
izlemek bu ritüeli ; aşkın tarifi… kuş olsam bir kere de ben getirsem
kırıntıları… bulutların üzerine çıkıp kırmızı karlar yağdırıcam birazdan ,mavi
düşlerimizin üstüne… şerefe diye haykırıcam ve gözlerinin benim hangi bulutun
üzerinde olduğumu, bildiğini bilerek… mutlu yalnızlığım…
Elindeki kan
kırmızı kadeh, şaraptan değil, hüsranla dolmuş, bir hancının yarasından…
Yum gözlerini
küçük, masal sonlanıyor…
CİHAN
UYSAL
HALA TAKİPTESİN.. BELKİ HATIRLARSIN ENAZINDANBANAGORE..
YanıtlaSilbu ask tanimlamasindan sonra, gercek aski bulmus gibu yazmissin dude. bravo.
YanıtlaSil