29 Temmuz 2013 Pazartesi

Şerefe


Bir şeylerin yıl dönümü olmalı.. Oysa saymayı bırakalı çok oldu. Kaç dönüm,kaç ölüm, kaç…? En kötüsü de, adım atmadığın şehrin birinde, adının anılması.. Hiç yabancı değil bu takvim..Hiç yabancı değil kulak çınlamaları.. Bir yerlerde, bir şeyler kutlanıyor.. En beteri de, şerefe sesleri sana ulaşmıyor..
Yanık bir uzun hava..Hava beter, hava soluksuz, hava anason yine, hava hafifmeşrep.. Bir gülsem, uğruma eski sevdalarını yakar..Tenimde işveleniyor.. Geziyor gözeneklerimde. Tıpkı yağmurla sevişmelerimiz gibi.. Ürperiyor ruhum.. Ürperiyor ya, yine sabah ayazı..İşveli havalar yarim.. Yanık bir uzun hava.. Öksüz.. Kırmızılarını sürmüş.. Hafifmeşrep…
Seksenlerde kaldı çocukluğum.. Dönem değişti.. Acıdı çocukluğum.. Saygıyla andık..
Bir şeylerin yıl dönümü olmalı.. Mesela gidişimin bir yerlerden,birilerinden..
‘Sende bulduklarımı, benden giderek alamazsın.Gözlerini ruhuma mıhladığından beridir, çocukluğun içimde..Büyütüyorum başka bir şehirde,emaneten.. Gidemezsin benden.Buna hakkın yok!’ dedi, sadece arkamdan el sallayan, o konuşmadığı yeraltı edebiyatında..O konuşmadı ben yazdım.. O konuşmadı.. Ben onu hiç tanıyamadım..Şimdi bir hayal, kuramadan kırdıklarımız.. Şİmdi sadece değişik isimli bir şehir..Baktığımız aynı denize nazır kelimeler.. Baktığımız yine bana bakışların.. Sesini hiç görmedim..
Seksenlerde bir yerlerde bir yıl dönümü olmalı bu..
Mangalda kül bırakmayan kelimeler, bir mektuba düşemeyecek kadar utangaç ve korkak oldu, umursamazlığıma güvenerek..Bir bakmışım bana rakam verenler,adıma yirmi dokuz diyorlar.. Sen daha ilk aşkına aşık on yedi..”Hiç bir yere gitmiyorum.. Ben sadece,bana ters gelenleri düzeltmek için, terse yürüyorum..”dedim hayatın anlamını çözdüğümü kanıtlarcasına..Korkak dedim kendime, kendimden utanmadan.. Ama bilemezsin ki sen.. Biz hiç okyanusları düşlemedik.. Sonu yüzyıllar sonra biten masallar yazmaya vaktimiz olmadı.. Bir iki yorgun sabahlamalar.. bir kaç rivayet bıraktık,bilmediğimiz semtlerde..
Şimdi üflediğin soluklar, buralara, nesillerine hatıra bıraktığın kelimeler olarak düşüyor bulutlardan..Tek tek topluyorum gün doğmadan, kuşlar uyanmadan,üstlerine tanımadık adımlar değmesin diye..
Bir yerler de bir şeylerin yıl dönümü olmalı..Narsist kulaklarım, çınladı bu gece..
Şerefe…
Cihan Uysal

18 Temmuz 2013 Perşembe

Üç Nokta


Bana bakmayı kes ve anlat dedi..
Peki diyebildim.
…. ları olan bir çaresizlikti belki de…
Belki de gözlerimi kıstığım bir aralık.
Aralık kalan kapılardan sığdırdım şiirlerimi.. 
Uçmaya üşenen kanatlarımı üfledim, tozlu..
Gözyaşlarıma abanan bir vasiyet senden kalan..
Kalanlar sabahçı kahvelerinde sıcak çay buharı..
İçime çektim tazeliği.. bir ansızın cümlesinde… ve 
Kırmızıları sevdiğinden maviye dost oldum… ya da
Ürkekliğimden ürktüm ya sevmezsen balkon saksılarımı..
Anlat dedin be kadın. ben ne yapayım..?
Silemediklerim, bir yaz dalında çaput en iyi dileklere..
Anlat dedin be kadın.. ne bileyim..?
Uzaklardan selam getir bana.. Heybende bir belki kelimesi..
Kırmızıları sevdin diye maviye dost oldum..

Cihan Uysal

12 Temmuz 2013 Cuma

Bi Çay Koysana

Karınca yuvası olmuş kıvrımları, vücüdumun en yükseğinin..
Bilmediğim bir varlığa medet umuyor, sırıtma heveslerim..
Şımarık yaşlılığım, utanmış çocukluğundan..
Umutlu pazar güneşleri batmakta..
Haybeden bir ses üşüyor Temmuzumda..
Ya inanırsa, anlattığım şahsi yalanlarıma..
Diye ürkerek düşündü, düşündü ve karıncalandı kıvrımlar..
Ya inandı ya da inanamadı ama zaten hiç o olmadı..
Bir bedeni izliyorum umursuzca.. 
Zamanını bilemediği zamanlarda sürünerek yaşıyor.. 
Zaman dediğin en azılısından…
Azımsadığı bir ruh belki de rastlaşmalar..
Özgür kılındığı yere parmaklıklar takmışlar.. 
Kendine mahpus, kendinden kaçak„ kendi kendine geçer dakikalar..
Düşer kıvrımlarından beyaza çarpanlar..
Karıncalar asil,çalışkan..
Ağustosa az kaldı..
Tez çağırın cırcır böceklerini..
Kıvrımlarımda dostları bekler.. 
Bir fabl’a ağustos böceği aranmakta..
Ve siz yer ile yeksan bırakan, siz bir şehri öksüz bırakan,unutmanın tarifini ruhunda taşıyan,siz soluksuz yaşatan, sokak lambalarının titrekliği, tüm renklerin renklerini değiştiren ve siz bir nehirde sürüklenen ruhu yaratan.. Can yakan… 
Siz belli belirsiz…Bir gündoğumu..
Nerede kalmıştı yalnızlığım?
                                                                       Neyincerrahi

11 Temmuz 2013 Perşembe

Bir Cadde


Bir cadde..Üzerinde bir ceket..Akşam üzeri düşmüş,ağır yaralı intiharlar..

Kaldırımlar susuz, insanlar, sahte arayışlar,samimiyetsiz sesler..Bir yudum çay..
.
Bir cadde..Birazdan dağılacak gölgeler,sandalyeler yorgun.. Bekliyorum..Sigara uzun sürdü..Günü bir kaç saate sığdırmaya çalışan matmazeller,gülüşlerinde başka yalnızlıklar ararlar..

Gölgesine akşam düşmüş çınar ağacı, yalnız... Yalnız bir şiir.. 

Bir cadde..Tekrarlanan yürüyüşler, voltalar birbirinin ardına.. voltalar umuda..

Bir cadde..Ürkekliğin meydanı..Aynı köşede içilen bir kahve,kokum..

Cadde benim adım..

Adını yazamadım..yaprak kıpırdamayan geçmişe vede geleceğe.. Şimdi sıla mıyım? gurbet mi? Beyhude sözlere, hafifmeşrep tını mı?

Ha bir de sol yanım.. 

Değişik bir gün... Uzaklara miras olan..

                                
                                                                                            Cihan Uysal