3 Ekim 2014 Cuma

Bize Kadar

           Bize kadar yalan var bu şehirde.. Lütfen usulca silin zerk ettiğiniz gülümsemeleri bedenimden..Soğuk düşlerin ülkesi,bir huya yön vermek ve sevmek en acıyı uyuyarak .. Haklısınız, bize kalan biz bile değil.. şimdi şarkılar çok sessiz..

           Binlerce izmarit basılmış gövdeme ölmeden az önce, akşamdan hemen sonra, bir bela zamana denk.. Kimsesiz hisler dolmuş ciğerden, bir o yana bir bu yana selam çakarlar.. Oysa yollar hep sana diye kandırdılar beni.. Kanmayacaktım ama çok güzeldi yalanın, dayanamadım.. Ne renk olursa olsun düşlerin, bir parça pembesinden çaldım arz ederim..

     
           Sen şimdi orada ,o masada,o kaldırımda, o son bulmamış rüyada kendine kaderler yazıyorsun.. Hani mutlu olamayışlarına bahaneler türetip, bir vapura cenaze olmak istiyorsun da kadavrana hayran olmaktan korkuyorsun.. Bir yuduma düşler değişir de o lanet kader değişmez.. Bir sigara daha yakarsın masanda kalan kırıntıların arasından..
Kırıntılar, yollara serpilmiş ayak izleri..

          Bize kadar bu şehir, sana bana kadar.. Yalnızca semtler değişir kaderde.. Sen ben diye başlarsın cümlene, cümle çoktan zevk-i sefasını tüketmiş, ögelerine ayrılmış, başka bir dudaktan dökülen şelale olmuş..Yalnızca semtler..

          Rüyaların başka da olsa, acılarımız aynı durakta otobüs bekler..Aynı soğuğa başka yorganlar..Sen uzan ve yak bir sigara,sarı ışığının düştüğü masandan..

          Acı.................. doldurabilinen bir boşluktur..Yalanlar sana bana kadar.. 
          Hoş Kal..



                                                                                                    Cihan Uysal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder