Şöyle kallavi bir küfür seçsem mesela
belleğimden. Hani şu ağıza çok yakışanlardan. Otursam bir de vasiyet yassam
kazanamadıklarıma. Hayat ne bıraktı bana çizgili bir pijamadan başka. Onu da
hiç giymedim. Güneşle güne başlayan çığlıklarım var bir de , merak edenler oldu,
hepsi yerle yeksan. Şöyle dolu dolu bir küfür.. mütemadiyen çay demliyoum. Bulmaca
gibi : Hayat sıvısı= bazılarına çay.
Siyah beyaz kullanırım renklerimi
bazen, bazen çok yakışır rengarenklere inat. Bazen şarap rengidir zamanım, adı
yudum, rengi kan, cabası tek başlılık 'ama' lar çok, yine kağıt kalem
saatler... Bazen yalanlar söylerim, sadece
kendime , aslında ben yalan söyleyemem, yalan olduğunu bilirim. Aramızda kalır
mı bilmem ama bende ağlarım. Hem de çok ağlarım ama benden kelimeler dökülür. Beyaz
kağıtlara ağlarım, insanlar söz zanneder. Gözyaşlarımı okuturum , böylesi daha
adilane. Sokak köpeklerini aslında severim korktuğum kadar hem de. Çok gezdim
sokaklarda geceleri, hiç çıkmayın dışarı şiirler yazdıracak karanlık sokaklar
artık hiç eğlenceli değil.
Tanımadığım kadınlara anlattım
seni. Tanımadığım adamlar bildi hikayemizi. Sokaklara hiç unutturmadım
varlığını. Varmışsın gibi dört adım attım aynı kaldırım taşlarına. yalnız
oturuyormuş gibi yapmadım hiçbir, zaman doldurulan çayhanelerde. Sana kitaplar
okudum yine , hani uyumaya ramak kalan gecelerin var ya işte tam o uyku kokulu
dakikalarda. Ama kokunu betimleyemedim hiçbir sohbette. Hele gözyaşlarım hiç
anlatamadı o kekremsiliği.
Şöyle ağır abi bi küfür sallasam
ya..
Bi kere daha tekrarlandı az önce
gündoğumu. Sanırım yine bir şey değişmedi. Değişimlerim oldu aslında. Sustum mesela.
Saçlarım azaldı, daha çok ayak sesim oldu sonra. Kış düştü yine üzerime. Baharı
anlamadım bile. Uğuldayan dolunaylarda dualara çıktım. Üşüdüm , hırkam
sökülmüştü.
Kirli havalar çaldı düşlediğim
melodilerimin tam ortasında. Suya giden yollarda ayrıldım yolumdan. Suya varmak,
karların erimesine kaldı. Kararlarımı aldım yanıma bir uzak seyahat valiziyle
birlikte, siyah çarşaflarıma sarılıp uyuya kaldım. Çiçekler açtığında yine
kıskandım çiçek rengi olmayı. Olamadım. Kuş sesleri mi? Hiç duymadım ki. Bana alındılar
sanırım. Oysa yiyeceğim bir lokmam kalmadı. Paylaşamadım. peşin hükümler
doğurdum peşinatlarıma saysınlar diye. Yüzümü aslında hiç göstermedim sakallarımı
kesmeden. Seni sana anlatırken ne de kızardın bana. Haklısın anlatışım hep
yarımmış. Çizgili pijamalarımı hiç giymedim. Hiç uykum gelmedi ki benim. Bi kenara
sızmış bedenimi izledim günün bir zaman diliminde. Bana zamanı öğretemediler.
Şöyle iyice bir küfür etsem ya
boşluğa..
Pijama
giyme vakti ne zaman? Çay içmeliyim..
UYSAL CİHAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder