8 Eylül 2012 Cumartesi

NEREDE KALMIŞTIK?


Gözlerime bakamazdı ki, şehre bir ateş gibi düşen, taze mevsimin son demlerini yaşarken… Yıldızları seyrederken bazen aramıza uçaklar giriyor. İnsanlar bir şehirden bir şehire gidiyorlar, sen buna göç de ben seyahat, bazen kıtalar değişiyor. Gitmek, en sevmediğine en seviyormuş gibi yaparak. Gitmek hayallerine ve sonra bulmak onu hayal etmediğin gibi. Gözlerime bakamadı da tıpkı hayal ettiğim gibi. İstemedi görmek, çok istediğimi. Dayanamazdı buna, kaldıramazdı.  İstememi istemedi. Öyle manzaralar biriktirmiştim ki gözlerimde, buna ben bile dayanamazdım. Yazdım, aklıma ne gelirse yazdım. Birikmiş ne varsa heybemde, önüne serdim. Yedik birlikte küflenmiş peynir ve ekmeğimizi. Bir de şarkı mırıldandım. Mevsim soğudu…
Bu günlerde üzerime sadece yıldızları seriyorum. Bazen bulutlar da giriyor aramıza. Tanımadığım dalgalara renkler katıyorum.  Gemiler giriyor bazen aramıza. Uzaktan yeşil göz renkleri tanıdım bu yüzyılda. Yeşil olduğu aşikar fakat tonu anlaşılmaz. Sessizce, ifadesizce dinliyorum, hayatıma dahil olmaya çalışanları. Bu aralar ne çok susacak şey var.
Bildiğim sokaklar gibi, bu tenimin kavrulduğu yapış yapış yeni adımlar. Çok ışıklı bir kente giriş yapan soylu bir kral.. Ne kadar zordu seni aramak, bir sarılma anında. Sen şimdi ayaklarımı uzattığım, şarkılarda kokladığım o eski tanımadığım koşuşturma. Çok uzun yıllar oldu ne olmadığımı bildiğim, Şimdi tarih değişkenlerine bakıp hayallerimi yazmak, ezberlediğim bi kaç sokağa. Soluğun tatlı geldiğini hissetmedim daha önce bi tesadüf manzarada. Bildiğim şarkıları defalarca dinlerken, hiç düşüme girmeyen düşlerim oldu. Yönümü daha bulamamışken, bulduğum en yüksek manzaralarım oldu. Acı vermiyor dumanlar, tadı deniz kokusu gibi olan. Bir şehre yalın ayak adım atmak..
Çok kanlı denklemleri çözmeye gönüllü bir analitikçi. Üzerinden geçen kanatlara selamlar çakıp bir sigara daha yakan. Şarkılarıma küfürler serpiştirip, sözlerini dinlemek uzaklardan bir melodiye saygı duruşlarda.. Sıkışıp kalmak tanımadığın tahrikkar son dönemeçlere.. Denklemler her an kanlı. Çok kelime harcayıp çok susmak vardı eskilerde ve bir de sahtekarcılık oynamak, sevimsiz sırıtışlarda. Topladım herbirini küçük bir sandığa. Arada sırada bakıyorum yok oluşlarına.
Mevsim soğudu. Cızırtılı gürültüler evlere çekildi bir pike eşliğinde. Şimdi kuşlarda bir uçak misali. Göç mevsimim başlıyor. Başladığımız noktaya geri dönüş. Nerde kalmıştık? Ben susacaktım, dünya sahtekarca dönecek. Ben hazırım. Yitirdim kelimelerimi…
                                                                                                                                             UYSAL CİHAN

2 yorum:

  1. "Ne kadar zordu seni aramak, bir sarılma anında"
    sana daha önce bahsettiğim yazım tarzı,yani kafamdaki bu tarz idi.bu yazını çok beğendim ve özellikle şu cümleyi

    YanıtlaSil
  2. tesekkur ederim okuduğuna sevindim

    YanıtlaSil