16 Ocak 2013 Çarşamba

Yağmur Yağarken


Kapat kapıyı çok alıştırmadan hayata, kilitle üzerimden kanatlanmış umutları. Ya giderlerse en uzak hayallere.. Demlenmiş kelimeler iki göz bir ocağın üstünde, rüzgar gök gürültüsü naraları atarken. Otur yanıma.. Elini ver. Anlatacaklarım çok derinlerden.

Sen aşk dersin adına, kimi hayat kaidesi.. Yine de yalnız bakarsın yollara, o yeşil arabanın içinde hissederek. Tam onüçüncü arabaydı, bu yıl saydıklarımdan. Geçti, gitti. Hayallere bakmadı bile…Yeşil yeşil.
Doğduğum sokakta fırtına var bu gece. Doyduğum sadece toz,toprak. Sokak huzursuz, sigaram yarım. İçime çektiğim sadece deniz kokusu, göremeden. Birde birkaç balıkçının kavgası. Denize değil savurdukları küfürler. Benim şahitliğime. Şahidim kendime. İnançlarım rüzgara kapılıp meçhul oldular.

Tam üzerine koy kalbimin ellerini. Bu et parçasını gönül yapanları hisset ve koş ardından tükenenlerin. Onlar başka aşklarda, meşk halindelerken. Yağmurlardan sonra as beni bir ipe, toprak kokarken kurumaya bırak ruhumu. Başımı dayayıp bir duvara yolu izlerken on üçüncü arabada uyandır beni.

İçinden çıkamadığım bir beden var. Bol gelmiş ruhuma, seneye giysem dar. İçinden çıkamadığım bir labirent. Orada bir yerde biliyorum çıkış kapısı. Ama labirenti çizenler unutmuşlar bu oyunu çoktan. Duvarlarım hep aynı ne yana dönsem. Ne yana sövsem, ne sana…

Yağmur yağarken, kırmızılarını giy ve izle beni. Sokağı kilitle üzerime. Bir ayin gibi yalnız kalalım sokakta yağmur yağarken. Gerçeklere karşı şemsiyeni kullan. Dokunup eritmesin bedenini tamda kırmızlarını giymişken. Bir boyuttan diğer boyuta geçişini kutlayalım, üzerime sokağı kilitlemişken. Bedenimde taşanları, bırakalım gitsinler yağmur yağarken. Demlediklerimide  getir yanında şahitliğine eşlik etmeleri için. Yudumla ve anla rüzgar bile ıslatırken saçlarımı. Ve kadın, bir bir yaz ‘ Neden?’ sorusunun cevaplarını beni anlarken. Yüzüme çizgiler çek,en acımasızından. Acımadığından bahset gördüklerine ,sokak üzerimize kilitliyken. Ve kahrettiklerimi topla , ağzımdan bir bir çıkarlarken. Yerde öylece uzanmış olanları. Kırmızılarını giy bu gece. İlk defaymış gibi…

Artık…

Bir çerçeveden bakıyorum yoldan geçenlere.. Aklıma takılanlar, bir saçağa sığınmış, yağmura isyan ediyorlar.. Yağmur yitip gidenleri süpürüyor sokaklardan.. Sol tarafımdan eriyip gidenler, başka şehirlere göç kıvamındalar..Sahipsiz ve yalnız yolculuklarım bir boyuttan, bir diğer hayale. Yokum aslında.. Sen sadece bana inandırmışsın kendini…

Yağmur yağarken…
                                                                           Cihan Uysal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder