10 Haziran 2011 Cuma

DOĞAÇLAMA

Düşmüştüm ayağa kalkmasını öğrendiğim anlardı Korkularımı ayak izlerimde bırakırken küçük adımlarla, karşılaştım derin bakışlı o adama 2 dakika ölü balık gibi çırpındım gözlerinin okyanusunda, hisettim, öptüm, kokladım ruhumla en gerçekçi halimle, bikez olsun en saf halimle konustum ve ilk kez dinlendim. okudum anlattı dinledim, sonra uzaklaştım korktum, bi yükü iki kişi taşıyamaz dedim. gözleri çarptı yüzüme acısı tokatladı mimiklerimi belki dedim... o an kendime o kadar yabancı hisettimki bu kelimeyi, belki... iyi gelirim ona hayal etmek bu kadar kolayken umut etmek neden bu kadar zor... öylece dökmek istiyorum kalemimi kırarak sinirlendirerek ağlayarak bu yabancı adama öylece yazmak istiyorum her gün her saat her dakika, beni hissedip bana yazdığı gibi
hissetmek neydi ki ? ilk kez ruhum hissedildi ve ilk kez anlaşıldım ilk kez bir ruh benim ruhumla cümleler kurdu upuzun, gerçekten bedenimle değil... hiçbirşeyi tanımadan bu ruha sadece kalemi kusturmak istiyorum bende. sadece sarılsın saçlarım titresin göğsünde uyusun tüm kötülükler dünya güzel biryer olsun...sonra tekrar şiirler yazsın yazsın söylesin anlatsın hiç susmasın hissettirsin ... ilk kez bu kadar saçmalıyorum.
sonra...
bencil ...bencil olmak lazım dedi mühürlemek istedim dudaklarını gözlerimle susturdu içimdeki beni geri çekildim yine... kaçtım... bencilliği bulaşır diye korktum canım yanar diye çok korktum, üşüdüm sonra tekrar tam ısınmışken, canım yandı .ben kendimden başka kımseye acı çektirmedim ben hiçbir zaman bencil olamadım. ufak bir kahkahayla geçiştirdim herşeyi çünki açsam ağzımı konussam ses etsem belki... komik ve basit gelirdi ona korkularım acılarım... anlayamazdı... şu sıra en acı çektiğim anlarda kalbimdeki kelebekleri bıcaklar gibi... ``BENCİL`` kötü ve ruhsuzca gülümsüyorum şimdi , geç kaldık biz hayata 1 adım kala tökezledik ikimizde belki sen benden ben senden daha ağır yaralar aldık. ama düşmedikmi sonunda... ben kaçmayı gülümsemeyi seçerken senin gözlerin neden bu kadar... bencil olman gerektiğini savunurken neden bu kadar iyi ve temizsin adam?
Ben hayatla tekrar arasını yapmaya çalışırken umudunun sen umutlarına kırık camlar üzerine sermiş yürüyorsun gözlerimin önünde . ayaklarına batıyor o camlar...hissediyorum. acı çekiyorsun.
Kaybettiklerine ağıtlar yakıyorsun. biriktirip saklıyorsun sonra onları kininde, Tanrının yazdığı bu senaryoda bizler ceninleriyiz azrailin. doğmamış bebekleriyiz tanrının herkese. ne kadar zarar görebilirdik ki mutluluğu paylaşırken, kaç dakika dayanabiliriz sevgiye, neden bu kadar zor yaşamak? sormak lazım tanrıya ama eşit bölünmüyor hayat ama herkesin acısı herkesinkinden büyük hüzünleniyor ağlıyoruz. adaletsizmi tanrı? hayır... tabi ki eşit bölünmüyor hayat kımısı çok mutlu kimisi kaybetmiş kimisi çok yalnz savunmasız. Kimiide çok mutlu dertsiz tasasız bize zor sorular verildi bu sınavda tembel bir öğrenci olmamk için gülümsemeliydik. yapamadık acıdı her bi yanımız oysa ağlamak olmasaydı nasıl temizlenirdi ruh, acılar olmasaydı nasıl nefes alırdık. gülümseyerek .

KÜBRA ÖZDEMİR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder