10 Haziran 2011 Cuma

KAN REVAN PAPATYA

Dünya belkide istemedi, bedenine adım atmasını.İnat etti, baş kaldırdı daha adını bile söyleyemezken.Ruhunda bu vardı, isyan ve hayatın ona karşı tıpkı diğerlerine olduğu gibi alınacak bir intikamı.
Ne renkti gözleri önemli mi? dünyaya aynı renkte bakarken.Adının unutulmaya hakkı bile yok, mesele yaşamak hep mutsuzken sıradanmış gibi.
Ellerine papatyalar aldı büyürken,sadece onların kokusunu öğrenebildi.Dumanlara boğuldu,puslara daha aydınlık bakmak için.Deniz kıyısına çıkar sabah yellerinde, belkide özlerinin rengini anlamak için ya gelirse gelmeyeceğini çok iyi bildiği o deniz taşıtı.Tanıtamadı hiçbir varlığa kendini.O kendi içinde vardı,yürüdü.Öyle ya o kadındı daha küçük bir çocuk olamadan.O da isterdi uçurtmalar uçurmak, annesinin topuklu ayakkabılarını gizlice giymek,ruj sürmek kırmızı...
Saatler kendini unutmuş,yollarına devam ediyorlar,hiç sormadık onlara bu kadar kaderin ömrünü tüketmek vicdanlarını sızlatmıyor mu ya da sızlıyor tik taklardan duyulmuyor.Kahverengi bir yalnızlık sinsile si yola vurumlar,anlamsız sırıtmalar da gizli belki aşk,belki o ince çizgiyi geçtiğimizden.Bir gün de bulutlar mavi olsa ben gerçek olsam sen hayalperest.Acımasa...
Tanımadan bilmek,güneşler patlarken üstümüzde,sana uzaklaşmak bedenimi kavuran acı kırıntılarını tek tek sayarken.Bir bekleyiş şarkısı yazdım ama beklemelere tahammül yok bekleyişlerden tam vazgeçmek üzereyken.Okuyorum,çalamıyorum.Hiç bilmediğim ezgilerine armağanımdır giderken.Gecelere hoş gelişler ola o kanlı haykırışlarına selam durmaya bahane ve sen papatya çiçeği,bırakma o masum elleri,sana ne de kıymet verirler bir bilsen.
Tozlu yolların var üzerine izlerini bıraktığın,hapsettiğin solukların var odana ve sen kadın, melekler uyutur durmuşken sabah uykularına.Kan,revan,papatya bildiklerim bunlar şimdi seni tanıyorum sanırım...

CİHAN UYSAL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder